Kocamın Kardeşi Delicesine Sikti Beni

Selamlar, adım Tuğçe. 21 yaşında, 1.73 uzunluğunda, 55 kiloda, sarışın, mavi gözlü, fındık burunlu, kalın dudaklı, alımlı bir bayanım. Bundan 1 yıl evvel görücü yöntemiyle, benimle bir uzunlukta, 33 yaşında, şişman, kel, kaba saba ve nahoş bir adamla, yalnızca çok güçlü olduğu için evlendirildim ve Bursa’ya gelin gittim. Kocam, cinsel manada tam bir felaketti. Yalnızca onun işi görülene kadar yataktaydık. Zati siki de küçüktü (olsa olsa 10-12 cm kadar anca var). Evlendikten sonra orgazm nedir hiç bilemedim.

Genç kızken, kızarkadaşlarımızla birbirimize, fantazilerimizi yaşamış üzere anlatır, neşelenirdik. Evlendikten sonra o günleri düşünür, arkadaşlarımın anlattıkları öyküleri hatırlamaya çalışır ve elim amımda kendimi tatmin etmeye uğraşırdım. Lakin kocamın kıl yumağı üzere bedeni aklıma gelir ve herşey berbat olurdu. Evlilik yıldönümümüzde en seksi kıyafetlerimi giymiş ve kocamın işten gelmesini beklemeye başlamıştım. Kararlıydım, kocamı azdırıp beni sikmesini sağlayacak, en azından bu gece ben de tatmin olacaktım. Fakat kocam telefonla aradı ve gelemeyeceğini, işleri için 2 günlüğüne İzmir’de olacağını haber verdi, kaynım Serhat’ı da bana gözkulak olsun diye konuta yolladığını söyleyip kapadı telefonu. Evlilik yıldönümümüzü bile unutmuştu öküz! Sıhhat olsun dedim kendi kendime.

Kocam telefonu kapadıktan yarım saat kadar sonra Serhat geldi. Ben buarada üzerimi değişmiş, tekrar günlük kıyafetlerimi giymiştim. Serhat’a kapıyı açtım ve toklaştık. “Merhaba yenge, naaber?” dedi. “İyiyim yengeciğim, sen nasılsın? Hoşgeldin!” diyerek karşıladım kaynımı. Serhat, 1.80 uzunluklarında, body sporu yapan, 25 yaşında, bekar bir gençti. Kocam İzmir’den dönene kadar, ben yalnız kalmayım diye bizde kalacaktı.

Saat gece 21:00 civarı Serhat’ın odasını hazırladım ve “Serhat odan hazır, istediğin vakit yatabilirsin, ben 10 dakikalığına bir komşuya uğrayacağım!” diye seslendim. Serhat kocamın bilgisayar odasındaydı. Ses gelmeyince yanına gittim. Kulağında kulaklık, bigisayardan müzik dinliyordu. Kulaklığı çıkardım ve tekrar odasının hazır olduğunu, komşuya gidip geleceğimi söyledim. “Tamam yenge, sağol!” diyerek bana göz kırptı ve gülümsedi, kulaklıkları tekrar taktı. Ben de komşuya gittim. 10 dakikalığına diye çıkmıştım meskenden, ancak 2 saat kadar oturmuşum Hayriye hanımla. Saat 23:00 üzere tekrar konuta geldiğimde Serhat yatmıştı. Ben de odama çekilip uyudum.

Bir orta uyandım, saate baktım, gecenin 02:30’unu gösteriyordu. Açlıktan midem kıyılmıştı, mutfağa iki lokma birşeyler atıştırayım diye odamdan çıktım. Kocamın çalışma odasının kapısına yaklaştığımda bilgisayarın monitoründen ışık vuruyordu koridora. Kapıya biraz daha yaklaştım, varsayım ettiğim üzere Serhat bilgisayar başındaydı. Yarı çıplaktı, boxerla oturuyordu ve sırtı kapıya dönüktü. Yavaşça başımı kapıya gerçek uzattığımda, bilgisayarda pørnø izlediğini farkettim. Kulaklıkları yeniden takmıştı ve benim geldiğimin ve onu izlediğimin farkına bile varmamıştı. Koridorda, bilgisayara yalnızca 1,5 metre uzaktan, ben de onun izlediklerini izlemeye başladım. Gördüklerim beni üzücü etkilemişti, amım birden sırılsıklam olmuştu. Elim bacaklarımın ortasında, koridor duvarına dayanmış halde amımı okşuyordum. Bir mühlet sonra sırtım duvara dayalı, yere oturacakmışım üzere bir vaziyette aşağı kayarak gözlerim kapandı ve titreyerek orgazm oldum…

Ama tam o sırada Serhat kulaklığı çıkarmış ve orgazm olurken çıkardığım iniltileri duymuş, kapının ağzında dikilmiş, beni izliyormuş. Gözlerimi açıp Serhat’ı farkettiğimde çabucak toparlandım, “Ben… ben mutfağa gidiyordum… birşeyler atıştıracağım, sen de istermisin Serhat?” diyebildim kekeleyerek. Başını yavaşça salladı, yüzünde hin bir tebessüm vardı. Mutfağa girdiğimde (Ne yapacağım ben artık?) diye düşünüyor, bir yandan da telaşla birşeyler hazırlamaya çalışıyordum. Ancak inanın ne hazırladığımı ben de bilmiyordum. Serhat sessizce gelip ardımdan sarılınca, elimdekiler fırladı elimden ve bir çığlık attım. Serhat belimden sıkı sıkıya tutmuştu. Kulağıma eğilip, “Korkma yenge, benim!” diye fısıldadı. “Serhat ne yapıyorsun sen? Kendine gel!” diyerek itmeye kalksam da, mümkün değildi, çok güçlüydü…

Boynumu öpmeye başladığında, kalçalarım ortasındaki sertliği farkettim. Çok korkuyordum, “Serhat lütfen yapma, ne yaptığını bilmiyorsun sen!” desem de yararı yoktu. “Abim seni tatmin etmiyor mu da, mastürbasyon yapıyorsun yenge?” dedi bana. Kaygıyla birlikte harikulade bir heyecan dalgası kaplamıştı içimi, zira ardımdaki sertliğin çok büyük olduğunu hissedebiliyordum. “Beni mi sikeceksin Serhat? İstediğin bu mu?” dedim. Yanıt bile vermeden beni kucakladığı üzere yatak odasına götürdü. Sırtüstü yatağa yatırdı, geceliğimin eteklerini üst sıyırdı, bir çırpıda külodumu çekip çıkararak, ağzını amıma gömdü. Artık itiraz edemiyor, yalnızca o anın tadını çıkarıyordum. Dudaklarını amımın dudaklarıyla birleştirmiş, meczup üzere emiyordu. Yalnızca amımı yalayıp emerken 2 kere boşalmıştım. O ortada geceliğimi de fora etmiştim. Birinci sefer kocamdan öbür bir erkeğin karşısında çırılçıplaktım…

Kafasını amımdan kaldırdığında, ağzı yüzü amımın sularıyla sırılsıklamdı. Bana, “Olduğun üzere kal!” diyerek yatakodamdaki banyoda ağzını yüzünü yıkayıp geldi. Lakin boxerini şimdi çıkarmamıştı. “Hadi çıkar şunu!” dedim gözümle boxerini işaret ederek. Kolumdan tutup ayağa kaldırdı beni, dudaklarıma yumuldu. Olağanüstü öpüyordu. Ateş yeniden basmıştı bedenimi. Bana, “Sen çıkaracaksın onu!” diyerek omuzlarımdan bastırdı. Sikini ağzıma almamı istiyordu besbelli. Bunu kocam da çok isterdi, fakat ben kocama bunu yapmayı sevmiyordum. Serhat’in göğsünü öpüp yalamaya başladım, ordan da aşağıya, beline kadar indim. Yarağı boxeri yırtıpta çıkacak kadar zorluyordu. Boxeri aşağı sıyırdığımda, kocaman birşey yüzüme çarpmıştı. Gözlerim yuvalarından çıkacaktı. Tahminen bedenine oranla sikinin uzunluğu çok büyük değildi, lakin ben bu türlü birşeyi daha evvel canlı canlı hiç görmemiştim…

Serhat başımı sikine yanlışsız bastırdı, “Ağzına al yenge!” dedi. Ağzımı açabildiğim kadar açtım, fakat yarısı lakin girmişti ağzıma, onu aldığımda da öğürmeye başlamıştım. Ağzımdan çıkarıp, “Serhat bu çok büyük, alamıyorum!” dediğimde, “Alırsın yenge, alırsın!” diyerek tekrar başımı sikine hakikat bastırdı. Alabildiğim kadarını ağzıma almış, biraz da alıştıktan sonra emmeye başlamıştım. Hiç sesi soluğu çıkmadan ağzımdayken boşaldı hınzır. Ben kalkıp banyoya fırladım ve kusmaya başladım. Serhat ise beni izliyor ve kahkahalarla gülüyordu. Geri döndüm, “Serhat, bak bu yaptıklarımız birinci ve sondu! Sakın bir yerlerde anlatma, rezil oluruz valla!” dedim ve giymek için külodumu aldım yerden. Lakin Serhat külodumu elimden alıp kenara fırlattı ve “Daha işimiz bitmedi yenge! Ağabeyimle evlendiğinizden beri onun seni doyuramadığını biliyorum. Seni abimin hiç sikmediği üzere sikeceğim!” deyip beni kendine çekti, dudaklarıma yumuldu…

Dudaklarımı koparacakmış üzere öperken nefesimi kesmişti. Bir eliyle belimden çekerek beni kendine yapıştırmış, öbür eli de götümün yanaklarını avuçluyor, yoğuruyordu. Artık ben kendimi salmıştım ve karşılık veriyordum. Ayakta çılgınca öpüşmeye başladık. Serhat’ın güçlü kollarında sıcakta eriyen tereyağı üzereydim. Bedenlerimiz ter içinde kalana dek öpüşüp seviştik. Bu ortada tüm kaygılarımı ve korkularımı unutmuş, açılmaya başlamıştım yavaş yavaş. Yatağa uzandım ve “Hadi aslanım, söndür yengenin ateşini, yanıyorum!” dedim, iniltilerle Serhat’ı kolundan tutarak yatağa çektim…

Serhat tekrar dudaklarıma yapıştı. Kalın etli dudaklarım onu çok çekiyordu. “Dudaklarına dünyaları veririm yenge!” diye mırıldandı. Sonra boynuma, ordan da göbeğime indi. Bu ortada elleri boş durmuyor, kocamın nerdeyse hiç dokunmadığı göğüslerimi mıncıklıyordu. Avuçlarında kaybolup gidiyordu göğüslerim. Amıma indiğinde, ben bir defa boşalmıştım bile. Lisanıyla amımı sırılsıklam edene dek yaladı ve amımı emmeye başladı. Bir orta dudaklarını amıma dayadı, resmen amımla öpüşüyordu. Dayanılmaz zevk alıyor ve inim inim inliyordum. Doğrulup bacaklarımı iki yana araladı. Bu kere yarağını ağzıma hiç almamıştım, lakin yarağından zevk suları gelmeye başlamıştı. Yarağının başını amıma dayadığında güya amımda bir yumruk var üzere geldi. Ben daha, “Lütfen yavaş sok Serhat, abinin siki bamya kadar bile değil…” diyene kadar, amıma soktu yarağını. Birinci girdiğinde yalnızca, “Iıııhhh!” diye bir ses çıktı benden. Her yanım uyuşmuştu. Bu da yetmezmiş üzere, çabucak gidip gelmeye başlamıştı…

Ben, “Yavaş hayvan!” diye bağırdıkça, Serhat pis pis sırıtarak ve hiç istifini bozmadan köklüyordu amıma. Acı ve zevk karışıp gitti birbirine. Kısık kısık çığlıklar atıyordum. Taşakları o kadar büyüktü ki, götüme vurduğunu, o kadar büyük bir yarağa karşın hissedebiliyordum. “Yavaş sik orospu çocuğu, amımı dağıttın, senin üzere bir piç daha varmı bu dünyada!” diye yırtınıyordum altında. Bir mühlet beni bu konumda sikti. Amım yarağının kalınlığına alışmıştı, lakin uzunluğu başıma sıkıntıydı. Her köklediğinde geri kaçmaya çalışıyordum.

Derken amımdan çıktı ve “Domal bakalım yenge!” diye emretti adeta. Ben önünde domaldım ve omuzlarımı çökerttim. Amım kabak üzere karşısındaydı. Kalçalarımdan kavradı ve yarağını tekrar amıma soktu. Kasıklarını kalçalarımda hissettiğimde ölüyorum sandım. Demek ki bu konumda yarağı daha derine iniyordu. Benim acı içinde inlemem ve bağırmam delirtmişti onu, sert sert köklerken, “Bağır orospu, bağır! Senden ala orospu çocuğu mu olur lan, baksana kaynına veriyorsun!” diye söyleniyordu. Ben yalnızca, “Aaaayy, aman, off!” diye inleyebiliyordum. Canım sahiden çok yanıyordu.

Çok geçmeden bu duruma da alışmıştım. Bu kere tatlı tatlı inlemeye başladım, “Serhat’ım, sik beni erkeğim, sikin ne kadar tatlı, ne kadar hoş sikiyorsun yengeni!” dedikçe, Serhat’ın hırıltıları daha da yükseliyor, fakat bir türlü boşalmıyordu. Birden içimden çıktı ve tekrar sırtüstü yatırdı beni. Aslında bu durumu çok seviyordum. Şimdiye kadar, şişko, kel ve halsız, öküz kocamın yüzüne tahammül etmiştim. Meğer Serhat hayli güzeldi ve boğum boğum kasları olan bir erkeğin beni eze eze sikmesi fevkalade bir zevkti. Bacaklarımı omuzuna aldı ve eliyle yarağından tutarak amıma dayadı. Tekrar birden teğe köküne kadar sokmuştu. “Aayyyy!” diye çığlık attım tekrar. En derine girmişti yarağı. “Lan piç, her seferinde bağırtma beni, tatlı tatlı sikeceksen sik işte!” diye söylenirken, Serhat amıma kocaman yarağını pompalamaya devam ediyordu…

Bir elini yatağa dayamış, öteki eliyle boynumdan yakaladığı üzere üzerime abandı ve dudaklarımı öpmeye başladı. Anestezi tesiri yapmıştı bu ateşli öpücük. Çok geçmeden Serhat adeta yaralı bir hayvan üzere böğürerek, içimde volkan üzere patlamıştı. “Eyvaah, Serhat naaptın sen yaa? Korunmuyorum!” diye hayıflanarak söylenmeye başladım. O ise yüzünde memnunluktan uçar bir tebessümle, “Abimle bu ortalar bir sikişsen hiç üzücü olmaz yenge!” diyerek üzerimden kalktı. Kocaman yarağının ucundan dölleri sarkıyordu. Yarağını ağzıma dayadı. Ben de yeniden alabildiğim kadarını ağzıma alarak, yarağında kalan tüm dölleri emdim. Sonra birlikte duş aldık, tekrar yatağa girdik, sabaha kadar sevişip sikiştik ve birbirimize sarılarak uyuduk.

Sabah kahvaltıdan sonra Serhat, “Yenge ben çıkıyorum, akşama istediğin birşey varmı?” diye seslendi. Akşama geç kalmamasını rica ettim ve uğurladım. Akşam saat 20:00 sularında Serhat geldiğinde, ben şimdi dinlenememiştim. “Ne o yenge, çok bitkin görünüyorsun?” deyince, “O yarağı sen yesen, sen de bitkin görünürdün!” diye yanıt verdim. Akşam yemeğine oturduğumuzda, yemeğini çabuk çabuk yemeye başladı. “Yavaş yesene, acelen ne?” dedim. Serhat yeniden pis pis sırıtarak, “Yemekten sonra tatlı olarak seni istiyorum yenge!” dedi. “Aaaa, hayır Serhat yaaa, lütfen fakat, bana da acı, ben de beşerim, sabaha kadar siktiğin yetmedi mi?” dedim. Lakin o sırada bacaklarımın ortasında birşey hissettim. Eğilip baktığımda, ayağıyla amımı okşamaya çalıştığını gördüm. “Deli oğlan!” diyerek gülümsedim ve ekledim, “Ama bu akşam hiç heveslenme, amım dağıldı, sikişemeyiz!” dedim. Serhat yemeği bırakıp, ayağa kalktığı üzere beni kucakladı ve yeniden yatak odasına götürdü…

Ona yalvarırcasına, “Nolur bu akşam sikme, sonra yeniden sikersin, çok yorgunum!” dedikçe, o başını hayır der üzere iki yana sallıyordu. Yatağa yatırdı ve “Merak etme yenge, çok uzun sürmeyecek!” dedi. Çırılçıplak kalana dek soyundu. Yarağı şimdi kalkmamıştı, fakat bu haliyle bile kocamım sikinden çok büyüktü. Ben yarağına bakarken, “Soyunsana amına koduğum orospusu!” diyerek yüzüme hafif bir tokat attı. Güya robot üzereydim, tokadı yer yemez soyunmaya başladım ve bir çırpıda çırılçıplak kaldım. Bir an evvel ne olacaksa olsun istiyordum. Ağzıma almamı istediği yarağını bu haliyle zorda olsa hepsini ağzıma almış, emmeye başlamıştım. Birkaç saniyede tekrar o ihtişamına kavuşmuştu.

Domalmamı istedi, ben de domaldım. Götüme parmağını soktuğunda canım çok yandı. “Aaaaahhh! Naapıyorsun lan?” diye bağırdım ve ardıma dönüp baktığımda parmağını götümden çıkardı. “Bana zorluk çıkarırsan canın çok yanar yenge, madem amın dağıldı, bu gece de götünü sikeceğim!” deyince, ben ayağa kalkmaya çalıştım, fakat Serhat’a gücümün yetmesi mümkün değildi. Çaresiz olacakları beklemeye başladım. Götümün deliğini sırılsıklam yapana kadar yaladı ve tükürükledi. Ben az evvel parmağının verdiği acıyla yarağının götüme nasıl gireceğini düşünürken, o yarağının başını götüme dayamıştı bile. “Bağırma sakın!” dedi ve birden yüklendi. Beynim karıncalanmış, gözlerimde şimşekler çaktı. “Ooouufff!” diye bir ses çıktı benden, akabinde, “Orospu çocuğu yırttın götümü!” diye bağırdım. Serhat kaçamayım diye kasıklarımdan tutmuş, kıpırdamadan bekliyordu.

Ben götten sikilmek çok ta makûs değilmiş diye düşünürken, içimi adeta parçalarcasına sokmaya devam etti. Meğerse daha yarısı girmemiş. “Serhat noolur yapmaaa, çok canım acıyoor!” diye ağlamaya başladım. “Sus amına koduğumun orospusu, sidikli kızlar üzere ağlamayı kes!” diye azarladı ve götüme pompalamaya başladı. Benden çıkan acı dolu sesler onu çıldırtmıştı adeta, daha süratli gidip geliyor, götüm cayır cayır yanıyordu. Çok geçmeden boşaldı götümün içine. Hala iki gözüm iki çeşme ağlıyordum. Yarağını götümden çıkardığında, gazoz şişeleriyle parmağımızla oynarken çıkan sese benzeri bir ses çıktı. Göt deliğimin kapanmadığını hissediyordum. Yanıma uzandı ve “Bebişiim, tatlı yengem benim, haydi ağlama artık, bak bitti işte! Bundan sonra seni yaraksız bırakmayacağım!” diye teselli ediyor, nazikçe dudaklarımı öpüyor, göğüslerimi okşuyordu. Yarım saat kadar yattıktan sonra kalktık ve duş alıp, kalan yemeğimize devam ettik.