Eşim Nilay ve 17 yaşına yeni giren kızım Ebru ile Antalya’da yaşıyoruz. Eşim hafta sonu iki günlüğüne Ankara’ya gidecekti, Cumartesi sabah havaalanına götürüp uçakla yolcu ettim.
Eve dönüp biraz televizyon izledim, biraz bilgisayara takıldım, öğlen olmuştu. Kızım Ebru dershaneydi ve dersi öğleden sonra bitiyordu. Ebru’ya bir sürpriz yapıp dershaneden alayım, yemeği de dışarıda yeriz diyerek dershanesine gittim.
Gittiğimde henüz çıkmamışlar biraz bekledim. Az sonra çıkmaya başladılar, Ebru beni görünce şaşırdı. Anneni Ankara’ya yolcu ettim bizde baba kız eğleniriz dedim. Tamam, nereye gidiyoruz dedi. Öncelikle karnımızı doyurmaya, haydi bakalım dedim.
Çantasını otomobile atıp, büyük bir alışveriş merkezine gittik ve karnımız doyurduk.
Şimdi ne yapıyoruz dedi. Bende biraz alışveriş yapmamız lazım sana şık bir kıyafet düşünüyorum dedim. Kıyafeti duyunca boynuma atladı. Benim kıyafetleri çok sevdiği biliyorsun, tamam o vakit sana bırakıyorum dedi. Sonrada sen nasıl olsa düşünmüşsündür dedi.
Sen bana bırak gerisine karışma haydi gidelim dedim.
Daha sonra gece kıyafetleri ve ağabeye kıyafetler satan mağazaları dolaşmaya başladık. Her giydiği elbisede iltifatlar yağdırıp güzelliğini övmeyi ihmal etmiyordum. O mağaza senin bu mağaza benim dolaştıktan ve yüzlerce kıyafet denedikten sonra straplez kısacık bir gece elbisesi aldık.
Aldığımız elbise vücudu saran, sırt dekolteli ve oldukça küçük bir elbise. Çok sayıda mağaza dolaşıp bir çok seksi kıyafet giyip çıkardı lakin üstünde karar kıldığımız bu seksi straplez ona çok yakıştı.
Elbisenin rengi siyah olduğu için Ebru’nun sutyeni elbisede sırıtıyordu. Sana bir kadro siyah çamaşır alalım dedim. Evet, beyaz içinde hoş durmadı dedi. Mağazanın iç çamaşırı reyonuna geçip çamaşırlara baktık. Daima argümanlı ve seksi modelleri gösterip hangisi diye soruyordum. Hepside birbirinden seksi çamaşırlardan bir adedini seçip şu olsun dedik.
Ödemeyi yapıp çıktıktan sonra haydi bakalım artık de ayakkabıcıya gidiyoruz dedim. Ebru ayakkabıda mı alıcaz dedi. Bu güzel elbisenin altına Convers giymeyi düşünmüyorsun herhalde dedim. Evet, şık bir ayakkabı güzel olur lakin biraz yüksek topuklu olsun dedi.
Tamam, istediğin yükseklikte alırız dedim.
Ayakkabı mağazalarının da birçoğunu dolaştık. Platform tabanlı ve yüksek topuklu bir ayakkabıyı seçtik. Elbisenin rengi ile ahenk içerisinde ve çok iddialı olacaktı.
Ebru her şeyi bana bırakmış istedikleri ziyadesiyle gerçekleşiyordu. Elinden tutup gel bakalım şimdide biraz süslenelim diyerek bijuteri mağazasına götürdüm. Elbisene yakışacak bir şeyler şeç dedim. Uzun uzun denemelerden sonra bir kolye, bir çift küpe, iki tanede yüzük aldı.
Saate baktığımda akşam olmuş hava kararmaya başlamıştı. Haydi gidiyoruz dedim. Meskene gittiğimizi düşünüyordu. Kuaförün önüne geldik in bakalım dedim. Kuaföre mi gidiyoruz dedi. Evet bu hoş şeyleri giyip bugün biraz eğlen bakalım dedim. Otomobilde bir sefer daha sarılıp inanamıyorum çok hoş olacağım dedi. Sen esasen güzelsin yalnızca bugün bunu biraz ortaya çıkarıyoruz dedim.
Gittiğimiz Kuaföre eğlence yerine gideceğimizi saçını ve makyajını buna uygun yapmasını söyledim. Parasının yanında çokça bahşiş vermeyi de ihmal etmedim. Ebruya dönüp seni otomobilde bekliyorum dedim.
Yaklaşık bir saat sonra Ebru geldiğinde gözlerime inanamadım, kuaför aldığı paranın hakkını vermişti. Ebru gözlerinin içi gülerek nasılım dedi. Fıstık üzeresin seni yememek için kendimi güç tutuyorum dedim.
Arabaya binip konuta geldiğimizde saat ilerlemişti. Alışveriş paketlerini açıp haydi aldıklarımız giy bakalım. Bende üstümü değiştirip geliyorum dedim.
Yatak odasına gidip geceye uygun şık bir şeyler giydim. Salona geçip Eda’yı beklemeye başladım. Biraz sonra kapıdan başını uzatıp hazır mısın dedi. Hazırım deyince içeri girdi. Bedenini saran küçük elbise yüksek topuklu ayakkabılarla daha da minileşmiş bacaklarını güzelliğini ortaya çıkarmıştı. Saçı, makyajı ve takılarıyla karşımda tam bir afet vardı.
Gözlerimi alamıyordum, önümde defilede yürüyen modeller üzere şov yapıyordu. Ayağa kalktım, bebeğim süper olmuşsun dedim. Gelip bana sarıldı ve hepsini sen seçtin teşekkür ederim babacım dedi. Bende ona sarılıp, yanağına bir öpücük kondurdum ve senin için seçtiklerim bitmedi, gece yeni başlıyor dedim.
Nasıl yani dedi. Haydi soru sormayı bırakta gir koluma bakalım dedim. Öğleden sonra yediğimiz yemekle duruyorduk, akşam olmuş saat 22:00 ye geliyordu.
Canlı müzik yapan bir restaurant’a gittik. Arabayı park ettim, Ebru koluma girdi, yüksek topuklarla benim boyumu geçmek üzereydi. Sakin ve nezih bir ortamda canlı müzik eşliğinde yemeğimizi yedik. Garson içecek olarak ne alırdınız dediğinde ben Bira istedim, Ebru kola istedi. Ebru kolasını içerken, burada kola içiyorsun ancak biraz sonra gittiğimiz yerde sende bira içeceksin dedim. Nereye gidicez hem ben hiç bira içmedim dedi. Eğlenmeye diyerek üstü kapalı yanıt verdim.
Yemeğimizi yedikten sonra gece kulüplerinin birinde aldık soluğu. Gecenin ritmi başlamış beşerler eğleniyordu. Ebru’nun elinden tutup dans pistine yürüdüm. Bir müddet hoplayıp zıpladıktan sonra yorulunca yerimize oturduk.
Gelen garsona iki bira söyledim. Biralar gelince haydi bak bakalım tadına dedim. Terleyen Ebru buz üzere bira bardağını eline aldı önce minik bir yudum içti ve varsayım ettiğimden daha güzelmiş ben acı zannediyordum dedikten sonra birkaç yudum içti. Dinlenip tekrar kalkıncaya kadar biranın yarısından fazlasını bitirdi.
Pistte bir müddet daha eğlendikten sonra haydi gidelim dedim. Hesabı ödeyip çıkarken daha birayı bitirmemiştim dedi. Olsun kalanı da gittiğimiz yerde içersin dedim. Başka yer mi gidiyoruz dedi evet bebeğim daha kurtlarımızı dökemedik değil mi dedim.
İkinci gece kulübüne gittik eğlence tam gaz sürüyordu, çabucak bizde katıldık, müziğin coşkusunu doyasıya yaşadık. Yorulunca oturup biraları söyledik. Hem dinlenip hem biralarımızı yudumladık. Biralar bitince, Ebru elimden tutup haydi biraz daha kurt dökelim diyerek beni kaldırdı. Ebru ısınmaya başlamıştı.
Dansın ve müziğin ritmine ziyadesiyle ayak uyduruyordu. Kısacık olan elbisesi vakit zaman sıyrılıp iç çamaşırı görünüyordu. Aldırış ettiği yoktu fakat ben orta ara düzeltiyordum.
Yorulup tekrar oturduk ve yeni biraları istedik. Biralarımız yarım olmuşken slov dans müziği çalmaya başladı. Pisttekiler sarmaş dolaş dansa başlayınca haydi bizde dans edelim dedim. Ebru tamam deyip elini uzattı. Elinden tutup dansa kaldırdım.
Ebru içkinin tesiriyle her geçen dakika daha hoş oluyor, daha rahat hareket ediyordu. Ebru ellerini boynuma dolarken bende kollarımı beline doladım. Tek vücut olmuştuk, esasen etrafımızdakilerin çoğu da ayakta sevişir haldeydi. Birkaç dakika dans ettikten sonra haydi gidelim bu gecenin kalanını konutta devam ederiz dedim.
El ele geldiğimiz gece kulübünden yeniden el ele sevgililer üzere çıktık. Nasıl eğlendin mi diye sordum. Çok hem de çok eğlendim dedi. Otomobile bindik giderken bir büfenin önünde durup yüksek alkollü kırmızı biralardan aldım.
Arabanın ön koltuğunda oturan ve elbisesi sıyrılmış olan ebru’nun koltuğunu biraz geriye yatırıp rahatça ayaklarını uzatmasını söyledim. Külotuna kadar bacakları ortaya çıkmıştı. Yolda giderken elimle bacaklarını hafifçe okşayarak, çok hoş bacakların var bebeğim dedim. Gülümseyerek o denli mi dedi. Evet, şuna baksana sütün gibiler diyerek tekrar okşadım.
Eve gelmiştik biralarımızı alıp salona geçtik. Kendi bardağıma olağan bira koyarken, Ebru’nun bardağına yüksek alkollü biradan doldurdum. Biraları yudumlarken müziği açtım. Oturduğumuz yerde hem dinliyor hem içiyorduk.
Ben birinci birayı içmeden Ebru ikinciye başlamıştı. Haydi sıhhatine, haydi güzelliğine diye kadeh kaldırıyordum lakin içmiyordum.
Ebru oturduğu koltuğa yeterlice yayılmış, biraları götürüyordu. Biraz sonra kalkmak için atılım yaparken çabucak elinden tutup kaldırdım. Tuvalete gideceğini söyledi lakin alkolün tesiriyle lisanı dolanmaya başlamıştı.
Koluna girip tuvalete kadar götürdüm. O tuvaletteyken ikinci biranın kalanını da bardağına doldurup slov dans müziklerini ayarladım.
Tuvaletten çıkınca çabucak koluna girip koltuğuna oturttum. Ebru uygunca neşelenmiş kahkahalar atıyordu.
Bardağını verdim ve en kötü günümüz bu türlü olsun diyerek kadeh kaldırdım. Ebru birayı su üzere içiyordu. Bardağın sonuna yanlışsız dans edelim mi dedim. Gözleri yarı açık olur dedi. Elinden tutarak kaldırdım fakat bıraksam düşecekti güya. Kollarımı beline dolarken, onun kollarını da boynuma doladım.
Yine tek beden olmuştuk. Bir süre o denli dans ettik. Lakin dans değil güya sevişiyordum. Ebru’nun ayakta duracak hali kalmamıştı. Haydi seni yerine yatırayım diyerek yatak odasına hakikat götürdüm. Ayaklarını atmakta zorlanıyor yürüyemiyordu. Sürükleyerek götürüp yatağa yatırdım.
Yarı sızmış haldeki Ebru yatakta tüm seksiliği ile uzanıyordu. Saçlarını okşayıp öperek boynuna indim. Boynundan göğüslerine doğru yalayarak elbisesine geldim. Elbisenin üstünden göğüslerini okşayarak külotuna geldim. Minicik string külotunun üstünden koklayıp öperek bacaklarına yanlışsız indim. İki bacağınıda okşayıp yalayarak ayağına kadar geldim. Ayakkabıları hala ayağında idi ve ona çok yakışmıştı.
Önce elbisesini sıyırıp çıkardım. Böylece iç çamaşırlar ve ayakkabıları ile kalmıştı. Göbek deliğinden başlayarak göğüslerine doğru yalayarak çıkıp sutyen’ini çıkardım. Limon kadar olan göğüslerini yaladıktan sonra göğüs uçlarına ısırıklar attıktan sonra aşağıya yanlışsız yöneldim.
Hiç acelem yoktu, yatağımdaki lolitanın tadını çıkarıyordum. Mağazada gördüğüm o string külot şimdi Ebru’nun üstünde tüm seksiliği ile beni azdırıyordu. Amının dudaklarını anca kapatan bu minicik çamaşırı içindeki amla birlikte koklayıp yavaşça çıkarttım.
Üzerinde yalnızca ayakkabılar kalmıştı. Bacaklarını okşayarak ayakkabılarını çıkarttım. Ayakuçlarından başlayarak amına kadar öperek geldim. Amına geldiğimde dilimi içine doğru sokup yalamaya ve emmeye başladım. Tazecik amı o kadar tatlıydı ki yalamaya doyamıyordum.
Kendime gelip bir nefes aldıktan sonra bir çırpıda soyundum. Artık bende Ebru üzere çıplaktım. Aletimi yüzünde ve dudaklarında gezdirdikten sonra prezervatif taktım. Bacaklarını aralayıp amının dudaklarına tekrar yumulup yalamaya başladım. Güya dilimle siker üzere uygunca kayganlaştırdım.
Kayganlaşan ve açılan deliğe aletimin başını küçük vargellerle yavaş yavaş soktum. Bütün gün beklediğim ve istediğim an gelmişti artık içindeydim. Ritmik hareketlerle boşalma noktasına yaklaşırken dudaklarına yumuldum. İçine girip çıkıyor birebir vakitte dudaklarını emiyordum. Bu anlatılmaz yaşanır zevk havai fişek üzere patlayan menilerimle son buldu.